Sefîne-pâre ki sırtında mevc-i bî-hissin
Yüzer... Önünde ademden nişâne bir engin,
Çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;
Bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlayana?
Cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,
O tahta-pâreye benzerdi, düşmüş emvâca.
Nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?
Nasıl görür ki yetîmin hurûş eden yaşını?
Bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner,
Samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer.
Sefîne-pâre ki sırtında mevc-i bî-hissin
Yüzer... Önününde nişâne bir engin,
Çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;
Bakar bir taşın üstünde durmuş ağlay ana?<
Cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,
O tahta-pâreye benzerdi, düşmüş emvâca.
Nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?
Nasıl görür ki yetîmin hurûş eden what?